Translate

21 Kasım 2007 Çarşamba

TEDAVİ GÜNLÜĞÜ 3

21.11.2007

Haftasonu yapılan doktor muayenesinden sonra hormon üreten bir kistimin olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. İlk tepkim "o da ne ki? ben bunu hiç duymamıştım" oldu. Oysa sahip olduğum kist nerdeyse bir senedir benimle beraberdi. Doktor bu yorumuma" bu ,o kist olmaya bilir "dedi. Hadi bakalım bir çıkmaz ve bir ilaç daha ( tabi hormon ihtiva eden) ve bana durumu açıklayamacak kadar meşgul olduğu içinde ordan ayrılmak zorunda kaldım. Ayrılmadan önce aldığım ilaçla ilgili şıklar sunuldu.
Birinci şık ; ilaç alırken adet görme durumunda ilaç kesilip; ikinci gün doktor kontrolüne gidilecekti ki bu durum ilaç bitmesine rağmen gerçekleşmemesinden dolayı elendi. İkinci şık ; ilaç bitip bir hafta geçmesine rağmen, hala bir gelişme olmazsa bu sefer hastaneye gidilerek kistin içi boşaltılacak. Sanırım bu şıkkı değerlendirmeye almak gerekiyor. İşin garibi ; hergün durumu ailem sorsa bir dert sormasa ayrı bir dert çık işin içinden. Bir hafta daha umutla beklemek dışında yapılacak birşey yok....
Cuma günü, hiç arebesk dinlemediğim halde Orhan Gencebayın " Batsın bu dünya" şarkısı eşliğinde ağladım. Şarkıyı kaç kere başa alıp dinlediğimi hatırlamıyorum. Artık durumuma mı ağladım, yoksa cevremdeki herkesin benden daha dertli olmasına mı ağladım bilemiyorum. Bir ara eşim odaya kafasını uzatarak" rakıda istermisin" dedi
-Elifin Norveç derdi var
-Halamların yazlıktan geldikten sonraki yerleşme derdi
-Annemle babamın ayrı dertleri
- İş çıkışı bir arkadaşımı teselli etmek zorunda kaldım durumlarımız aynıydı. Ama onun tedavisi kistlerinden dolayı yarıda kesilmişti ve ağlamaktan kendini bitirmişti. Bir yandan onu teselli ederken diğer yandanda söylediklerimi bu durumda ben olsaydım ne tepki verirdim diye düşünmeden de kendimi alamadım. O kadar çok ağlıyordu ki....
-Almanyadan başka bir dernek üyesi İstanbula tedaviye gelecek kalacak yeri yok birde ona yer araştır....
-Hiç alakam olmadığı halde patronumun bir önceki toplantı sıkıntısını üzerime kusması, ona bu kadar sinirliyken niye çay söylemeyi akıl edememişim. İyide o sinirle ben size çay getirsem kafama geçirmezmiydiniz diyemedim tabi....
Sanki benim sıkıntım kendime yetmezmiş gibi bir aydır hormon hapı alıyorum ama şirketteki en güleç yüzlü hayatı en düzgün benmiş gibi geziyorum içimi bir bilseler....
O bitti eşime günü anlatırken tutulduğum gülme kırızının üzerine bir telefon...Yaptığım uçak rezervasyonunun biletleri gönderilmemiş hadi araştırdım meğer biletler alınmamış çığlık atmak geldi içimden aslında gün ortası takip etmem gerekirdi ama tamamen aklımdan çıkmış.
Yemek yapılacak ( dışardan birşeyler söylemekten midemiz kurudu), birde dün akşam et çözülsün diye dışarı çıkarmışım birde onu dışarda unutmamışmıyım. Yemek yapmak lazım, ütü yapmak lazım , sabah kalkmak için 10 da yatmak lazım, iyide saat 23:00 olmuş.
aaaaaaaaaa bu kadarı da fazla ama bu ne ya, sabır taşı olsa çatlar.