Translate

31 Ocak 2008 Perşembe

Tüp bebekte 7'nci sıradayız!


Tüp bebekte 7'nci sıradayız!
Dünyada 7'nci tüp bebek pazarı Türkiye oldu..31.01.2008 10:27
Türkiye'de 2005'te 20 bin olan tüp bebek sayısı 2007'de iki katına çıktı. Türkiye'de, 2007 yılı sonu itibariyle yaklaşık 40 bin tüp bebek uygulaması yapıldığı, yumurtlama ve aşılama işlemleri dahil yaklaşık maliyetin 300 milyon doları bulduğu bildirildi. Türk Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, Sağlık Bakanlığı'nın Haziran 2007'de SSK'lıların da Emekli Sandığı ve BAĞ- KUR'lular gibi tüp bebek uygulamasından yararlanabilmesinin önünü açmasıyla, tüp bebek için hastanelere ve özel tüp bebek merkezlerine yapılan başvurularda önemli ölçüde artış olduğunu söyledi. Devletin, Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK'lı hastalara tüp bebek tedavisi için bin 150 YTL yardım yaptığını ve ilaç masraflarının yüzde 80'ini karşıladığını anımsatan Tıraş, "Türkiye'de 2005'te 20 bin tüp bebek uygulaması yapılırken, bu sayı 2007 sonu itibariyle yaklaşık 40 bine çıktı. Ama olması gereken sayı en az 150 bindir'' diye konuştu.İSVEÇ'TEKİ ORAN YEDİDE İKİ İsveç'te her 7 bebekten 2'sinin tüp bebek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bülent Tıraş, tek tüp bebek uygulaması için maliyetin 3 bin 500 - 4 bin YTL civarında olduğunu, bunun altındaki maliyetlerin ise gerçekçi olmadığını kaydetti. Türkiye'deki tüp bebek uygulamalarında hastaların kullandığı ilaçları temin eden 4 firmadan birinin temsilcisi İlknur Karakulak ise, Türkiye'nin dünyada 7'nci en büyük tüp bebek pazarı haline geldiğini belirtti.
İLK 6 ÜLKE
1- İsrail
2- Fransa
3- İspanya
4- İngiltere
5- Amerika
6- Almanya

18 Ocak 2008 Cuma

Kafamdaki Sorular!!!

Aşağıdaki yazıyı okuyunca kafamda hemen şu soru belirdi. Tıbbın hücreden embriyo üretmeye başladığı şu dönemde acaba uzun ve zahmetli tedavi süreçlerimizde son aşamaya gelmiş bizler tutunma olayına çare bulamadıklarını söyleyen doktorlara inanmalı mıyız yoksa rant kavgasına konu olmuş bizler kandırılıyor muyuz?

Yani tıp bu kadar ilerlemiş, genetik bilmi bu kadar kendini aşmışken, şu tutunma olayını çözememek de ne? Bence birileri bunu kesin bulmuştur diye geçiyor aklımdan.

Yazıları takip edenlerin yazdıklarımdan anlayacakları gibi bu sefer de olmadı. İkinci deneme gene negatif sonuç. Bu sefer canım daha az yandı sadece bir belki iki haftalık ağlama krizleri... durum kontrol altında.... Ama sanırım bu sefer ciddi savunmalar geliştirdim kendi içimde; çocuk istememek, ona bakamayacağımı düşünmek gibi....Yada onca olunan iğne, onca para bunu 17 kere deneyenler de vardı. Oysa her deneyiş bizim hayatımızda yaptığımız ötelemelerden başka birşey değilmiş gibi geliyor şu an bana ve tedavilerden yeni çıkmış, negatif sonucunu yeni almış olan arkadaşlarımızın bir sonraki aşama için çırpınmalarına şaşırmıyor da değilim hani....

Sanırım böyle durumlarda insan inacını biraz daha sorgularken, bir yandan da bu inançla ayakta kalmaya çalışıyor. Yani kader denen şeyin var olduğuna inanmak, Yaradanın bizler için hep iyi olanı düşlediğine ve yaşamımızda olan olumsuzların aslında bizi daha da iyi kılmak için olduğuna inanmak vs... Sonuçta bu inanç insanı ayakta tutmaya yarıyor. Bir yandan da niye ben diye akıldan geçmiyor değil. Şahsen ben kendi içimde Yaradanın doğrularına elimden geldiğince uymaya çalışırken, bu kadar tevekkül ederken niye altı günlük bebeğini sokağa atan kişiye bebek veriyorsun diye sorguluyorum. Hergün haberlerde yeni doğmuş ve hayata kötü başlamış bebek haberleri alıyoruz. Bizler için bu ne kadar yıkıcı kimse bilemez. İlk transeferimde hastanede beklerken yanda yatan yatakta bebeğini aldıran kadının yatması kadar garip kader ve yaşam. İşte böyle durumda iyice bunalıma girmemek için kader, Rabbimim var bir bildiği diyip çıkıyoruz işin içinden. Yada "Sır" kitabına inanıp düşünce enerjisini cocuk istemeye yöneltip olmayınca, "eee düşünüyom olmuyor işte" diye bağırası geliyor insanın:))

Eskiden yada Türk filmlerinde cami avlusuna konurdu bebekler diye hatırlıyorum. Şimdi ise birbirinden dehşet verici bebek bırakışları duyuyoruz. Çöpe atılanlar, deniz kenarına bırakılanlar, işkence görenler. Acaba anneler mi değişti, yoksa iletişim ilerlediği için mi bu kadar kötü haberler? Oysa ki cami avlusuna battaniyeye sarılarak bırakılan bebekler ne kadar masumane geliyor insana şimdi.

Sonuç itibariyle olmadı işte......

Tıpta Yeni Buluş



Tıpta yeni bir buluş!
18 Ocak 2008 Cuma 00:27
ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki bir firma, insan hücresinden embriyo ürettiğini öne sürdü.
Stemagen Corp. adlı firmanın araştırmasına katılan heyetten Andrew French, yaptığı açıklamada, iki yetişkin erkeğin deri hücreleri kullanılarak 5 embriyo yapıldığını, deneyin başarıya ulaştığından emin olmalarının ardından embriyoları yok ettiklerini söyledi. Üretilen embriyo hücrelerinin, deri hücreleri kullanılan iki erkeğin kopyaları olduğu da tespit edildi. Bu araştırmanın bir sonraki aşamasının, bu hücrelerden kök hücre elde edilmesi olduğuna işaret ediliyor. Kök hücrelerin birkaç türü bulunuyor. Birkaç günlük embriyodan elde edilen kök hücrelerin ise bunlar arasındaki en güçlüsü olduğu kabul ediliyor, çünkü embriyotik kök hücre ile insan bünyesindeki hücrelerin her türü yetişiyor. Araştırmayla ilgili bir makale, Stem Cells dergisinde yayımlandı. Makale, bu alanda çalışan bilimsel çevrelerin bir bölümünce inandırıcı bulunmadı. Güney Kore'den Hwang Woo-suk, normal hücreler kullanarak kopyalama yöntemiyle insan embriyo hücresi ürettiğini açıklamış, ancak bu çalışmanın sahtekarlık olduğu ortaya çıkmıştı. Embriyo hücresinden kök hücre elde edilmesi yasal ve ahlaki açıdan tartışma konusu olduğu için, normal hücrelerden elde edilecek embriyolardan kök hücre elde edilmesinin başarılması halinde, tıbbın çeşitli alanlarında kullanılabilecek olan embriyotik kök hücrenin elde edilmesine ilişkin birçok güçlüğün aşılabileceği ileri sürülüyor.
changeTarget(document.getElementById("news_content"))
Kaynak:
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=123649