Translate

28 Ekim 2007 Pazar

RESİMLERLE AYVALIK

CUNDA DA SABAH, TAŞ KAHVE



ZEYTİN DALINDA KAHVALTI




BALIKLARI BEKLEYEN MUDAVİMLERİ


CUNDA ARKA SOKAKLAR



AYVALIK SOKAKLARI










ŞEYTAN SOFRASINDA GÜN BATIMI







18 Ekim 2007 Perşembe

Onlar Nerden Bilecek


Kim bilebilir nefes almanın mutluluğunu
Kim anlıyabilir ki sağlık ve huzurlu bir günün kıymetini ,hayatını kaybetmeye yaklaşmamışsa,
Anlatsanız da anlayamazlar.
Olayının ciddiyetini görür fakat duyguları yakalayamazlar.
Kim anlaya bilir ki uğraşıp uğraşıpta kucağınıza yaşam sevinciniz alamadığınızda ki duyguları.
Anlatsanız da nasıl hissedebilirler, bir bebeğin kokusunu her kokladığınızda o kokunun ruhunuzdaki kabuğu kanattığını
Kim hissede bilir.
Herkez kendi yaşamındakileri daha ağır daha katlanılmaz görsede hangi ruh bu kadar yara almış ki......
Hayatın zorlukları bizlere ya öğretildi yada yaşadıklarımız dan öğrendik ama
Ya hiç beklemediklerimiz hiç hazırlanmadıklarımız ne olacak.......
Hangi tecrübe bu yıkım karşısında bizi güçlü kılacak............
Acaba yardılışımız dan mı?Yoksa yetiştirilişimizden midir bu büyük acı....
Kim bilir..........
Üç sene içinde gözünüzün önünde ölen 7 kişinin ruhunuzda bıraktığı izi............
Yarıdan fazlası çalışmayan, tüplere bağlı adığınız nefesin nasıl birşey olduğunu.............
İyileşme adına attığınız adımın tüm umutlarınızı biçtiğini............
Sizi ölüme bir adım kala yakaldığını kim bilebilir ki .............

Ben bile bunu , dönem dönem unutsamda, sağlıklı aldığım her nefes, huzurlu geçirdiğim her gün için, tanrıya şükrediyorum.

12 Ekim 2007 Cuma

Soruların Cevapları



Soru :1
Çalışma hayatının beni bu kadar zindeleştirdiği bir dönemde bebek düşünülmeli miyim?

Cevap
Ben de düşünmemeyi dilerdim ama koşullar göz önüne alıdığında malesef düşünmek zorundayım. Doktoların yaptığım kontroller sonuncunda, hastane geçmişimde gözönüne alındığında hepsinin söylediği tek birşey var bu günlerini arayabilirsin. Öncelik bu duruda bebek oluyor tabi

Soru :2

Zaten yumurta az endometriozis tahribatı hat saffada bu zamanlar kaçırılmalımıyım?

Cevap : Her doktor kaçırma dedi.

Soru :3

Acaba biraz meditasyon, yoga yapmayı öğrensem mi?

Cevap: Sanırım artık çok geç ama çalışmlar devam ediyor. Bu hafta sonu bu konuda bir sürü kitap aldım.

Soru :4

Hadi bunları geç, karar verdim diyelim hangi doktora, hangi merkeze gitmeli?

Cevap : Karar verdim, İyi bir merkez iyi bir doktor

Soru:5

Hadi onada karar verdim diyelim. Hem iş hem o bir arada olacak mı?

Cevap: Ayarlamalarımı ona göre yaptım. İşim aksatmayacak bir merkezde karar kıldım ama müdürümün bu vereceği tepki hala beni endişelendirsede, ilk başta biraz kızsada beni destekleyeceğini düşünüyorum en azından öyle umuyorum. Bunu zaman gösterecek. Dernekteki kızlarla yaptığım konuşlar neticesinde aslında ne kadar çalıştığınızın pekte önemli olmadığını her koşulda patronların yada müdürlerin buna bir şekilde tepki gösterdiklerini öğrendim. Ama sanırım benim bir avantajım bunu anlayacak bir müdürle çalışıyor olmam.

Soru:6

Hadi yaptım ve olmadı diyelim, tekrar bunalıma girer miyim?
Cevap: Gireceğimi sanmıyorum çünki zaten çalışıyorum. Bu iş bana kalsa yazdı ama koşullar beni bu döneme ittiğine göre bu konu bende çok stres yaratmıyor. (şimdilik)

Aslında cevaplar biraz stersli bir şekilde cevap bulsada bu dönemde halamların bana verdiği sonsuz destek ve güven duygusu yabana atılmayacak kadar çok.

Ve bugün bayram umarım yüce tanrım beni bu yolda utandırmaz ve ben bir sonra ki bayrama anne adayı olarak girebilirim.

2 Ekim 2007 Salı

Meditasyon Macersı.....

Hafta sonu Çiderdeki konuşmacılardan etkilenerek, birazda bu konuya olan merakımın alevlenmesiyle gün ortası meditasyon yapılan yerleri araştırmaya başlamıştım. Uzun süredir takip ettiğim bir sitenin akşama, 8 derslik eğitimi vardı:) tabi bedava olmasının etkisiyle ben olaya atlamış buldum kendimi.

Artık Ramazan İstanbulda çok zor geçer oldu, işten eve gitmek tam bir işkence hele birde iftarla, sizin yolda olduğunu zaman çakışıyorsa............., bir aydır eve hem gidişim hemde gelişim kabusa döner oldu... Neyse konumuza geri dönelim. Saat 7:30da, başlayan programımın gerisinde kalmıştım ve ben geç kalmanın paniğini yaşıyordum. Biryandan da gidip gitmemek konusun daki karasızlığımı" bu seferde gitmezsem bu iş yatar" gibi telkinlerle kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Yoğun çabalarım sonunda programa yarım saat geç başlamıştım ( Allahtan) ortam sade döşenmiş beyaz tonun hakim oluduğu bir yerdi. Benden başka 4 kişi daha vardı. Ben ortamda neler yapıldığını, nasıl gidildiğinide bilmediğimden (gün ortası aramalarımımda sonuç vemedi ) evden eşofmanlı çıkmıştım. Gördüğüm manzara, Adını hatırlayamadığım ama Hidistandan geldiğinde şifa için etrafında bir sürü müridi olan kadının kiyle aynıydı ( TV hafızası)
kadın konuşuyor, etraftakilere sorular soruyor, etraftakilerde biraz bilmişliğin verdiği bilgiyle her soruya atlıyorlardı. Hatta bir ara kendimi tutamayarak, yanımdaki kişiye ağır depresyon teşhisi bile koymuştum, işin komiği bunu dillendirmiştim ve etraftakilerin gülmesine sebeb olmuştum. ( Gülenlerden biride eşiymiş çıkışta anladım) sonuçta konuşmaların özü, Sır kitabıyla, Ferrarisini Satan Bilge karışımı birşeydi orda yazanlardan farklı birşey söylememişti. Sanırım bende yaşadığım hayal kırıklığını yüzüme yansıtmıştım. Beş dakikalik meditasyon alıştırmasından sonra dağılmıştık.....

Eve gittiğimde kafamda bir hare olup olmadığını sordum eşime oda yok dedi tamam ozaman birdaha gitmeyeyim. İşin aslı, meditasyon dönüşünde yaptığım konuşmalardan o kadar eğlenmiştim ki ay birdaha gitsem mi acaba demeden de edemedim.

Şimdi ne olacak meditasyon maceram başlamadan bitti hadi bakalım..................................