Translate

24 Kasım 2009 Salı

Para Birimim:))

Finans piyasaları nasıl dolar ve altını takipteyse, bende tüp bebek fiyatlarına endeksli yaşar durumda olduğumu farkettim. Evet para birimimiz; takip ettiğimiz yada gitmeyi düşündüğümüz merkezin, bir seferde alacağı tüp bebek fiyatı. Ben bunu ilk kez müdürümün bana iki sene sonunda alacağım kıdem tazminatını söylemesinde verdiğim ilk tepkiyle farkettim. Bana alacağım tazminatı söyleyip, fena değil "Ebru ... kadar alacaksın" dediğinde benim tepkim "iki tüp parası yani"olmuştu.
O da tutarsa tabi:( Bir süre sonra alacağımız yada almayı planladığımız herşeyi bu değerle ölçmeye başladık. Sonuna bile ulaşamadığım 3. Tedavim den sonra; hafif depresif evde dolanırken;nedendir bilinmez; bir baktım ki kafamda bu kıyaslamalar çoğalmış. Deliriyor olmalıyım oysa ki ilk tedavime girerken bunu bir daha deneyemem diye ağladığımı çok net hatırlıyorum. Ooo üstünde 2 tedavi geçti, hatta son tedavime girerken bile aynı cümleyi tekrarlıyordum.
Ne ironi ama....Neyse evde bu düşünceler baktım yoğunlaşmaya başladı, bağrı bunları not alıyım belki ilerde bunla ilgili bir yazı yazarım diyip bir kağıda aşağıda yazdıklarımı karaladım.

1 Tüp Bebek = 4 Maaş

2 Senenin sonunda alına tazminat = 2 Tüp Bebek

1 LCD TV = 1 Tüp Bebek

1 Yurtdışı Tatili = 1 Tüp Bebek

Başarısız geçen 3 Deneme = İkinci el bir Opel marka Araba İşte buları yazıp yatım. Eşim işten telefon edip "Notuna ekleme yaptım okudun mu?" sorusu üzerine koşarak yazdığım kağıdı koydum yere gidip okumaya başladım. İşte onun eklentileri, tabi ben bunları okuyunca kendimi gülme krizinden alamadım.

1 Tüp Bebek = 3 Haftalık Fetiye Tatili

1 Tüp Bebek = 1 İkea Salon Sistemi

1 Tüp Bebek = 5 Play Station 3

28 Eylül 2009 Pazartesi

Hayat Bazen Şaka Gibi

Hayat bazen şaka gibi.....
Sizi ne zaman yakalayıp, sarsıcağını bilemiyorsunuz.
Her tökezlemede daha mı güçlü kalkıyorsunuz, yoksa her darbe hiçlik yolunda ki bir adım daha mı? bilemiyor insan
Mart ayında bir dış gebelik yaşadım, nasıl oldu? hiç anlamadım.

Bu bir mucize mi? yoksa hayatın benle dalga geçmesi mi? hala kestiremiyorum.

İkinci başarısız tüp bebek denemesinden sonra ara vermeye karar verdik. Bir sene bu konuyla ilgili herşeyden uzaklaştım. Dernekte yazıştığım arkadaşlarım dan bile vazgeçtim, öyle ki bir zamanlar röntgen çekilirken "hamile olabilirmisiniz? "sorusuna, "olabilirim" derken, "hayır" olamam diyip gönül rahatlığı ile röntgen bile çektirdim. Kendime şaşırdım sanırım artık durumu kabullendim dedim. Son bir deneme daha bir daha yok diyordum. Hatta Mayıs ayında kürlere başlarım yazında son bir deneme daha yaparım....
Mart ayından önce ki iki ay halsizlik ve uyku hali vardı. Öyle ki bütün gün koltukta oturup, miskin miskin yatmak dışında hiç bir isteğim olmuyordu. Ocak ayında adet görmemiştim. Kendi kendime "gene kist çıktı, adetim gecikti"dedim. Doktora da hiç gidesim yoktu, daha öncede olmuştu ve aynı şeyi duymak için doktora gitmek istemiyordum.
Aslında o zamanlar benim pek farkedemediğim ve çevremde ki insanların farkettiği olaylar da olmuştu. Mide bulantıları çok fazla değildi ama birden midem bulanabiliyordu yada burnumun tazi gibi koku alması, deli gibi kaymaklı ekmek kadayıfı yemem gibi. Oysa ki hiç sevmezdim. Eşim bile "sen bunu sevmezsin ki neden her gün yiyorsun" dediğinde " Şuan hayatta yediğim en güzel şey gibi geliyor bana " dediğimi dün gibi hatırlıyorum. Hatta bir akşam bittiği için yiyemediğimde eşime kızıp " ya aş eriyor olsaydım" demiştim. Meğersem aş eriyormuşum KOCA BİR ŞAKA gibi.....

Şubat ayının sonlarına doğru acaba menepozamı giriyorum diyerek doktora gittim. Bir önceki tüp bebek yaptırdığımız şu meşhur hastaneye; doktor bana erken menepoza giriyorsun Ebrucum demişti, bir sürü yapılacak test ve bir de hap....." Bir kere daha dene sonra vazgeç, yazık aldığın ilaçlara "dedi. Hastaneden nasıl çıktığımı bilemiyorum. Ağlama krizi başlamıştı. Öyle ki bindiğim taksi deki şöfor bir öldü zannetti, eşimle konuşurken durumu anladı ve "üzülme ablam, kıyamam ben senin göz yaşlarına yarın kandin inan senin için dua edicem lütfen üzülme, Allahtan umut kesilmez, lütfen kesme" onun o sıcaklığını, o içtenliğini ve desteğini hiç unutamam.

10 günlük ilaç kullanımı sonunda doktora gidecektim. İlacın 9. günü bende ki, miskinlik hat saffada bu arada; haftasonu program yapan arkadaşlarımızı görüp eşime " bende bir gariplik olmalı insanlar nasıl non stop geziyor" dedim. Eşimde biraz sitemkar " ben program yapıyorum ama sen hep yorgun olduğunu söyleyip istemiyorsun" dedi. Gerçekten de öyleydi. Pazar günü istanbul'da gidebileceğimiz en uzak noktaya Anadolu Fenerine gittik. Yolda karın ağrım vardı ama pek ciddiye almadım, gaz sancısı falan dedim kendi kendime. Herşey restauranta gidip oturuncaya kadar çok güzeldi hiç bir problem yok. Birden sıcak bir terle fenalaştım. Karnımda inanılmaz bir ağrı. Tamam ölüyorum herhalde dedim. Kendimizi Göztepedeki özel hastaneye zor attık. Apandisit dediler ağrı kesicili bir serum verip gönderdiler. Aslına bakarsanız Anadolu Fenerinde telefonla bir doktor arandı ve o bana "kistin vardır o patlamıştır acil bir hastaneye gitmen gerekiyor dedi. Aslında bir kist vardı. Patlamış olması da muhtemel olabilirdi. Tansiyon 2-4 tu anlıyacağınız çok fenaydım.
Anadolu Fenerine giderken Hudai Hazretlerinin mezarının yanından geçtik ve kandildi dua edemediğim için çok üzüldüm. Eşim "dönüşte dua edersin "dedi bende ona "ya gene edemezsem" dedim. Belki de beni o korumuştur kim bilebilirki. Dönüşte de dua edememiştim. Oraya giderken "insanlar burda fenalaşsa nasıl doktor yetişir" diyede düşündüm ve bunu yaşadım. O kadar gariplik üst üste geldiki düşününce insan şaşırıyor.
Neyse Hastane pandist olmasından şüphelendi ama emin olamadı, lakosit yüksek çıktı ve gece 11 de tekrar gidip tahlil yaptırdığımızda düşmeye başlamıştı. Orda doktor bana hayatımı kurtaran çok önemli birşey söyledi. En ufak bir ağrıda derhal hastaneye gel hayatı teklike yaşayabilirsin. O ağrı ertesi gün herşey gene normale döndüğünde aniden geldi. Hemen Daha büyük ve iyi bir hastanede soluğu aldık. 4 saatlık tetkik, tahliller, doktorun bir gidiyor biri geliyor. En son ameliyat olmam gerektiğine karar verildi. İç kanama ve hayatı tehlike...... Bana bir karın ameliyatı daha olursan ölürsün denmişti, ameliyat olamam dediğimde Olmazsam bu sefer iç kanamadan öleceksin dedi doktor. Halamlar çaresiz, korkmuş bir şekilde yüzüme bakıyorlar. Eşim ortada yok. Kanamanın nerde olduğunu sorduğumda ise bilimiyoruz açıp bakıcaz dediler. Bunu söyleyen doktorların biri doçent diğeri prof. bende iyide bunu tespit edecek bir cihaz yok mu dediğimde renkli BT çekmek akıllarına geldi. Ben 4 saat acılar içerisinde kıvranıp fenalaşırken, hiç biri bunu akıl edememişti. Fenalaşmalar artıyordu sürekli bayılıyordum. Ağrı dayanılmaz olmaya başlamıştı. Kolumda damaryolu açmak için damar bulunamıyordu. İşte o BT de dışgebelik olduğu ortaya çıktı ve Genel Cerrahların yerini Kadın Doğum Uzmanı aldı. Acil ameliyat hayatı tehlike vardı. Neyse ameliyatım başarılı geçti, sonunda düzgün bir doktora denk gelmiştim. Ayılırken hayattamıyım dedimişim.....

Menopoza girmemiştim, 3 aylı dış gebelik yaşıyordum, bebiş yanlış yerde büyümüştü, onca olan şeye rağmen (rontgen, ilaçlar) aslında ona bebiş demek yanlış ama eğer doğru yere düşmüş olsaydı bu ayın sonlarında doğum yapıyor olacaktım. Bu çok acı, insanın içini dağlıyor, üzüyor. İşin en komiği ben bu dış gebeliği 4 senedir problem olan kapalı tüpte yaşamıştım. En yüksek doz iğneler yumurta oluşmazken ve kapalı olan tüpte...... Bu aslına bakılırsa mucize değilde ne...
Tam oh bir sene doktor yüzü görmedim derken gene ölümden kıl payı dönmüştüm. Vücudumdan 2,5 lt kan temizlediler. Biraz daha gecikseymiş şoka girermişim falan filan
Yakın arkadaşımın bir tanesi Ebru "birşeyi de normal boyutlarında yaşasan, olmuyor dimi "dedi
Onun bu lafı bizi çok güldürmüştü bu olay yaşanmadan 10 gün öncesinden doktora gitmiştim toplamda hesaplarsak 3 hastane ve 6 değişik doktor muayenesinden geçmiştim ve son ana kadar kimse ne olduğunu anlamamıştı. Bu hastanelerden 3 de istanbulda isim yapmış hastanelerdi ve doktorlara benim ne yapmaları gerektiğin hatırlatmam gerekmişti. Çok sevdiğim bir dostum bana " Doktoruna güveneceksin ve onun dediklerini sorgulamadan uygulayacaksın " dediğinde AMA BEN HEP GÜVENDİĞİM DOKTORLARIN ELİNDE KALDIM dedim ve gerçekten de öyle olmuştu o dönemin en isim yapmış en iyi hastanelerinin en populer doktorlarının elinde kalmıştım belkide onların da şansızlıkları benimle karşılaşmalarıdır......

29 Mayıs 2009 Cuma

Testere Dişli Arslanpençesi- Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu

Özellikleri : Bayanlarda tüylenmeye karşı ● östrojen hormonu yükseltici ●
iltihaplı eklem romatizmasına karşı ● FSH hormonu yüksekliğine
karşı ● adet düzensizliğine karşı


Kürleri Uygulamadan Önce Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1) Testere dişli arslanpençesi yaprak ve sapları beraberce kullanıldığında ishale karşı etkili olabilmektedir. İshal olmayan birisi onun çayını içtiğinde kabız olurum endişesine de kapılmamalıdır. Çünkü kabızlık yapmaz. Bağırsağın perisaltik hareketlerini yavaşlatır ve kontrol altına alır. Hareketli bağırsak sendromu (irritable bowel syndrome, ibs) şikâyeti olanlara iyi bir yardımcıdır.
2) Zor kapanan yaralarda veya ameliyat sonrası ameliyat yaralarının hızlı bir şekilde kapanmasında iyi bir yardımcıdır.
3) Sık sık anemi (demire bağlı kansızlık) yaşayanlara haftada en az beş-altı kez bu bitkinin çayını içmelerini tavsiye ederim.
4) Erken menopoza girme yatkınlığı gösteren bayanların yardımcısıdır. Genç kızlar ve kadınlar adet düzensizliği yaşıyorsalar, testere dişli arslanpençesi mükemmel bir yardımcıdır. O, aynı zamanda kadınlık hormonlarının dengelenmesinde de yardımcıdır. Rahimde oluşmuş miyom veya miyomların neden olduğu ara kanamaları da durdurabilme ve kontrol altına alabilme gücüne sahiptir.
5) Adet dönemlerinde fazla kan kaybına uğrayan veya adetleri uzun süren bayanlara bu bitkiyi öneririm.
6) Testere dişli arslanpençesinin ebter ve/veya GOD tohumların tarımının yapıldığı alanlara yakın bölgelerde yetişenlerin kullanılmaması gerektiğini önemle belirtmekte fayda görüyorum. Ülkemizde, GOD tohumlarla her ne kadar tarım yapılmıyorsa da, ne acıdır ki, sebzede %95 ebter tohum tarımı yapılmaktadır.
7) Oniki yaş altı çocukların herhangi bir kürü hekimlerine danışmadan uygulamalarını kesinlikle önermiyorum.

Kür 1: Adet düzensizliğine ve tüylenmeye karşı
Üç-dört gram (bir tatlı kaşığı) kurutulmuş testere dişli arslanpençesi kaynamakta olan bir bardak (150-200 ml) klorsuz suya atılır. Kısık ateşte on dakika kaynatmaya devam edilir. Daha sonra soğumaya bırakılır ve ılıyınca süzülür. Bir ay boyunca her gün bir su bardağı içilir. Bir aydan sonra bir hafta ara verilir. Bir hafta aradan sonra aynı şekilde bir aylık kür tekrar edilir. Ve kür sonlandırılır. Kürün en uygun içim zamanları sabah kahvaltısından iki saat sonra veya öğleden sonra aç karnına içmektir.

İleride adet düzensizliği tekrar ederse, kür 1 aynı şekilde tekrar edilir.

Kür 2: FSH hormonu yüksekliğine karşı
Üç-dört gram (bir tatlı kaşığı) kurutulmuş testere dişli arslanpençesi kaynamakta olan bir bardak ( 150-200 ml) klorsuz suya atılır. Kısık ateşte beş dakika kaynatmaya devam edilir. Daha sonra soğumaya bırakılır, ılıyınca süzülür. Bir ay boyunca her gün iki defa bir su bardağı içilir. İlki kahvaltıdan iki saat sonra, ikincisiyse akşam yemeğinden iki saat sonra içilir. Her defasında taze hazırlanması şarttır. Bir aydan sonra bir hafta ara verilir. Bir hafta aradan sonra aynı şekilde bir aylık kür tekrar edilir. Ve kür sonlandırılır.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Kuru İncir Kürü - Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu

Kuru incir

Özellikleri: Kan yapıcı ● Yumurta çatlatıcı ● Kolay hamile kalma ● Bronşit


Kuru incir, mükemmel bir kan yapıcıdır. Öylesine güçlüdür ki, kısa zamanda alacağınız sonuç sizi şaşırtacaktır.

Kür 1: Kan yapıcı
Yarım litre kaynamakta olan klorsuz suya sekiz-dokuz adet kuru inciri ilave ediniz ve yedi dakika ağzı kapalı olarak kaynatınız. Yedi dakika tamamlandıktan sonra ılımasını bekleyiniz. Ilıdıktan sonra süzülür. Üçe veya ikiye bölerek öğünlerden on-onbeş dakika önce aç karına içilir. Bu kürün uygulaması,

2x21U+7A

U; 21 gün uygulanır
A; 7 gün ara verilir

şeklindedir. Bu formülün anlamı, iki defa yirmibir gün uygulanır ve her yirmibir gün tamamlandığında yedi gün ara verilecektir. Toplam uygulama süresi kırkiki gündür. Uygulama sürelerine yedi günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir. Kuru incirleri bir kere koparıp veya bıçakla bir kez kestikten sonra kaynamakta olan suya ilave ediniz. Kuru incirlerin dışında beyaz pudrası var ise, soğuk su altında önce yıkayıp sonra ilave ediniz.

Kür 2: Yumurta çatlatıcı ve kolay hamile kalma
Yarım litre kaynamakta olan klorsuz suya onbeş-onaltı adet kuru inciri ilave ediniz ve yirmi dakika ağzı kapalı olarak kaynatınız. Yirmi dakika tamamlandıktan sonra ılımasını bekleyiniz. Ilıdıktan sonra süzülür. Üçe veya ikiye bölerek öğünlerden on-onbeş dakika önce aç karına içilir. Bu kürün uygulaması,

2x21U+7A

U; 21 gün uygulanır
A; 7 gün ara verilir

şeklindedir. Bu formülün anlamı, iki defa yirmibir gün uygulanır ve her yirmibir gün tamamlandığında yedi gün ara verilecektir. Toplam uygulama süresi kırkiki gündür. Uygulama sürelerine yedi günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir. Kuru incirleri bir kere koparıp veya bıçakla bir kez kestikten sonra kaynamakta olan suya ilave ediniz. Kuru incirlerin dışında beyaz pudrası var ise, soğuk su altında önce yıkayıp sonra ilave ediniz.

Kür 3: Bronşite karşı
Yarım litre kaynamakta olan klorsuz suya onbeş-onaltı adet kuru inciri ilave ediniz ve on dakika ağzı kapalı olarak kaynatınız. On dakika tamamlandıktan sonra ılımasını bekleyiniz. Ilıdıktan sonra süzülür. Üçe veya ikiye bölerek öğünlerden on-onbeş dakika önce aç karına içilir. Bu kürün uygulaması,

2x10U+3A

U;10 gün uygulanır
A; 3 gün ara verilir

şeklindedir. Bu formülün anlamı, iki defa on gün uygulanır ve her on gün tamamlandığında üç gün ara verilecektir. Toplam uygulama süresi yirmi gündür. Uygulama sürelerine üç günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir. Kuru incirleri bir kere koparıp veya bıçakla bir kez kestikten sonra kaynamakta olan suya ilave ediniz. Kuru incirlerin dışında beyaz pudrası var ise, soğuk su altında önce yıkayıp sonra ilave ediniz.

Kaynak : http://www.saracoglu.at

Not:Hekiminizin önerdiği ilaçlar var ise, mutlaka kullanınız. Bu bitkiye karşı alerjiniz olup olmadığını öğreniniz. Bu kitaptaki tüm bitkisel kürler ancak ve ancak yetişkinler içindir. Burada okuduğunuz bilgilerin, yardımcı ve destekleyici olduğunu gözardı etmeyiniz. Hekiminize danışmadan buradaki bilgiler ile kendi kendinize kesinlikle teşhis koymayınız ve uygulamayınız. Unutmayınız ki, hastalık yoktur, hasta vardır. Her hastalığın seyri insandan insana değişir. Teşhisi koyacak olan ancak, bir hekimdir.

Soğan Kürü - Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu

Kuru Soğan
Değerli okuyucu, kuru soğan üzerine olan ilk çalışmalarıma seksenli yılların ortalarında başlamıştım. Aynı zamanda sarımsak ve pırasayı da inceliyordum. Çünkü, üçü de aynı familyadandır.Topraktan henüz çıkmaya başlamış, bu üç bitkinin taze filizlerini kopartıp tadına baktığınızda damak tatları birbirinin aynıdır. Onları birbirlerinden ayırt etmek zordur. Ancak, bir-iki haftadan itibaren morfolojileri, kimyaları ve tatları giderek belirgin şekilde farklılaşır.

Her üçünde de antibakteriyel (antibiyotik) ve ağrı kesici (analjezik) özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır. Yetişkin dönemlerine gelindiğinde doğal antibiyotik güç, sarımsakta en fazladır. Soğanda bu güç orta derecede bulunurken, pırasada bu ölçü en minimum düzeyde kalır. Yetişkin soğanın ağrı kesici gücü ise maksimum düzeye çıkar. İleri tarihlerde sarımsak ve pırasanın içeriğinde saklı olan etkin özelliklerini ayrı başlıklar altında sizlere tanıtmaya çalışacağım. Çünkü, aynı aileye (familya) ait bu üç sebze yetişkin evrelerinde kür olarak uygulandıklarında birbirlerinden tamamen farklı hastalıklara karşı potansiyel bir güç oluşturabilmektedirler. Pırasa, böbrekte oluşan litogen yapıya karşı etkili olurken, sarımsak ise vücudun bazı bölgelerinde oluşan plaklara karşı etkin rol oynayabilmektedir. Bu kısa girişten sonra bugünkü, sebzemize tekrar geri dönelim.

Onu doğrarken göz yaşlarını tutmak ne mümkün… Gözlerden yaş gelmesine sebep olan yapısında kükürt bulunan propanthial-S-oksit maddesidir. Eğer, soğanı doğrarken göz yaşı dökmek istemiyorsanız, ağzınıza bir lokma ekmek alıp çiğneyerek doğrayınız.

Erkekler için
Yıllar önce kuru soğanı araştırırken prostatit’e (prostat içi iltihaplanma) bağlı ağrı çeken erkeklerin imdadına yetişebileceğini bulmuştum. Prostatit’e bağlı ağrı çeken bazı hastalar için uygun bir ağrı kesici bulmak da çok zordur. Bilinen hiçbir ağrı kesici onlara derman olmaz. Almanya’da “Medizin Forum-Prostatitis” sitesine yazı yazan bir prostatit hastası, prostatit’e bağlı sürekli ağrı çektiğini ve bu durumun kendisini intiharın eşiğine getirdiğini yazmıştı. Bu hastaya soğan kürünü uygulamasını önermiştim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra nasıl teşekkür ettiğini halâ unutamam.

Kadınlar için
Zaman zaman geçmişte araştırdığım bir bitkiye tekrar tekrar geri döner, yeni elde ettiğim deneyimlerimin ışığında onu tekrar araştırmaya başlarım. Kuru soğanın rahim ve yumurtalıklar üzerinde nedenli etkili olabildiğini buldum. Onu, 2009 un bitkisi olarak tanıtmayı düşünüyordum ki, yaşlılığa bağlı eklem kireçlenmesini ortadan kaldırıcı bitkiyi buldum. Bu nedenle 2008 in son aylarında kuru soğanın bu potansiyel gücünü erken açıklamayı daha uygun buldum.

Kuru soğan, polykistik Over Sendromu (PCOS) yaşayan bayanların imdadına yetişen mükemmel bir destekleyici ve yardımcı tedavi imkânı sunmaktadır. Erken menopoza giren bayanların da imdadına yetişebilmektedir. Küçük ve orta çaplı miyomu olan bayanlar da kuru soğan küründen istifade edebilirler.

Polikistik over şikâyeti olanlar, büyük bir olasılıkla kürü uygulamaya başladıktan bir-iki gün sonra beyaz-sarı renkte bolca akıntı yaşamaya başlayabilirler. Uzun zamandan beri adet (regl) görmüyorlar ise, adet görmeye başlayabilmektedirler. Aynı şekilde menepoza yeni girmiş bayanlar da tekrar düzenli adet görmeye başlayabilmektedirler. Rahim duvarı incelmesi olan bayanların rahim duvarlarının kalınlaşmasında da etkilidir. O sanki, kadınların rahim ve yumurtalıkları için yaratılmış bir sebze…

Endometrioma (çikolata kisti), rahimin içini döşeyen zar tabakasının (endometrium) yumurtalıklarda bulunması ve her adet döneminde kanayarak kistik yapı oluşturmasına denir. Bu kistin içi, kahverengi kıvamlı sıvı ile doludur bu nedenle çikolata kisti de denir. Hastalar hekimlerine kısırlık, sancılı veya ağrılı adet görme, ilişki esnasında ağrı görme veya fazla miktarda adet görme şikâyeti ile başvururlar. Başlangıç evresinde olan endometrioma tedavisinde de oldukça güçlü bir yardımcı tedavi imkânı sunar.

Kür: Polykistik over’e, erken menopoza ve miyomlara karşı

"İki bardak klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatınız. Orta boy yemeklik kuru soğanın en dış açık kahverenkli ince kabuğunu soyduktan sonra dörde veya altıya bölüp kaynamakta olan suyun içerisine atınız. Ağzı kapalı olarak beş dakika kaynattıktan sonra ocaktan indirip ılımaya bırakınız. Ilıyınca, süzülür ve ılık olarak bir su bardağı öğle yemeğinden on dakika önce içilir. Aynı şekilde akşam yemeğinden önce tekrar taze olarak hazırlanıp on dakika önce içilir. Bu küre onbeş gün devam edilir ve kür sonlandırılır. "

Dikkat: Kırmızı veya mor soğan amaca uygun değildir. Uygulanacak olan soğan kürünün taze hazırlanması ve ılık olarak içilmesi şarttır. Soğuk olarak veya beklemiş haşlama suyu içilmemelidir.

Not: Buradaki bilgilerin herhangi bir rahatsızlığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.
Kaynak:http://www.saracoglu.at

7 Mayıs 2009 Perşembe

Ruhum çok yorgun;
Bir çok acı yaşıyor birbirinden farklı,
O kadar çok gel git var ki...
Ne zaman biter, ne zaman diner bilinmez.
Kendi bedeninden, çelişkilerden, dünya kavgalarından, mutsuzluklardan bıkkın,
Hastalıklardan, ölümlerden, kaybedilenlerden, umutlardan yorgun,

Ruhum çoook yorgun.